İmralı’nın Kandil Testi

İmralı’nın Kandil Testi

1984 yılında üç beş çapulcu tanımlamasıyla siyasi iradenin statükocu anlayışı, terörle mücadelenin sivil otoritenin dışında sağlanması, başarısız güvenlik politikaları sonucu günümüz Türkiye’sinde ve bölgede önemli sorun haline gelen Kürt sorunu diye dillendirilen, PKK terör örgütü ve uzun soluklu İmralı süreci
Amaç, PKK terör örgütünün koşulsuz silah bırakması ve ülkeyi terk etmesi.

İkinci İmralı görüşmesi sonucunda içeriği henüz netleşmese de basına sızan Öcalan’ın kandil, BDP ve PKK’nın Avrupa kanadına verilmek üzere gönderilen üç mektup. Öcalan’ın genel olarak üç aşamalı yol haritası:

Birinci aşama, düşüncelerimin değerlendirilmesi, tartışılması ve cevaplanması

İkinci aşama, çatışmasızlık ortamına geçilmesi ve silahların susması

Üçüncü aşama, yeni anayasa ve demokratik adımların atılması, farklı mesajlar içeren mektuplardan süreci etkileyecek olan kuşkusuz kandil ayağı.
Gönderilen mesajların kurgulanmış, pişirilmiş geri dönüşümlü mesajlar olmadığı da söylenemez.

Verilen mesaj “bu görüşme tarihi bir adımdır, tarihi bir süreç yaşıyoruz. Tüm taraflar çok dikkatli olmalıdır. Devletin elinde tutsaklar var. PKK’nın da elinde tutsaklar var. PKK tutsaklara iyi davranmalıdır. Umarım tutsaklar bir an önce serbest kalır.”

Üslupların yumuşadığı sırada terörist başının PKK’nın elinde bulunan kişiler tutsaktır, ancak devletin elinde tutsaklar var açıklaması beklentinin yüksek, sürecin uzun soluklu olduğunu işaret etmektedir.

PKK terör örgütünün elinde bulunan kişiler tutsaktır. Devletin elindekiler tutsak değildir. Türkiye Cumhuriyeti bir devlettir, bahsedilen PKK terör örgütünün şehir yapılanması KCK tutukluları, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin mahkemelerinde yargılanan suçlulardır.

Kandil, verilen mesajlara karşılık, içerideki güçlerin sınır ötesine çekilmesi ve dağdakilerin inmesi konusunu bir kenara bırakarak eylemsizlik kararının ilan edilmesi, ateşkes kararının alınması, ateşkesin süreli mi süresiz mi seçeneklerine yoğunlaşıp zaman zaman sözde liderler örgütün elinde bulunan kişilerin serbest bırakılmasına ve sürece yönelik strateji belirleme adına taktiksel açıklamalarda bulunmaktadırlar.

Bununla birlikte Rotahaber’in edindiği bilgiye göre mesajı alan kandil ilk adım olarak PKK’nın 1,5 yıl önce kaçırdığı Kaymakam Kenan Erenoğlu ile 1 polis ve 3’ü askerin cumartesi serbest bırakılacağı belirtiliyor.

Yine Vatan-gündemin haberinde İnsan Hakları Derneği’nin kayıtlarına göre, PKK’nın kaçırdığı kişiler ve kaçırıldıkları tarihler şöyle:

- 9 Temmuz 2011: Astsubay Abdullah Söpçeler, Uzman Çavuş Zihni Koç (Diyarbakır Lice ilçe yakınlarında)

- 12 Ağustos 2011: Kaymakam adayı Kenan Erenoğlu (Diyarbakır-Muş karayolunda)

- 9 Eylül 2011: Polis memuru Nadir Özgen (Van Çatak ilçesi)

- 1 Ekim 2011: Uzman Çavuş Kemal Ekinci (Şırnak)

Ümit ederiz kısa sürede kişiler serbest kalır ve ailelerine kavuşur.

Öcalan’ın sürece yönelik mesajlarında ortaya çıkan, önemsediği, mihenk taşı gördüğü ‘kandil’ için temkinli, talimattan uzak, ılımlı, taktiksel yaklaşımlar içerisinde hareket ettiği, bölgenin dinamikleri açısından demokratik özerkliğin tartışılması ve dayatılmaması, yeni anayasa ile birlikte Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt Sorunun çözümünde mesafe kaydedilmesiymiş.

Kafaların karışık, belirsizliklerin yoğun olduğu sürecin uzun soluklu olduğunu düşünüyorum.

Net olarak belirlenmiş bir program ve hedef teşkil etmeyen, sorun bittiğinde varlığının manası kalmayacak olan BDP içerisinde yeni aktörler ve rol paylaşımları ile birlikte sıkıntıların yaşanacağı kaçınılmazdır.

Süreçle birlikte tartışılan yeni anayasa ve başkanlık sistemi konusunda muhalefetin eleştirisel, duygusal söylemlerden uzak, özellikle anayasa sürecinde yapıcı duruş sergilemesi önemlidir.

Her ne kadar siyasi iktidarın süreci, yaklaşan seçimlerle başkanlık sistemine bağladığı düşünülse de siyasi iktidarın riskli ve zor bir görev üstlendiği bilinmektedir.

Yazar Yazıları Haberleri