Derin düzenlediği basın açıklamasında, 400 binden fazla insanın yaşadığı Doğu Guta bölgesinin, son 5 yılda Esed rejimi tarafından muhasara altında tutulduğunu, insani krizin zaten derin olduğu bölgede son aylarda yoğunlaşan saldırılarda binlerce sivilin hayatını kaybettiğini ve bölgenin bir toplu mezara dönüştüğünü söyledi.
Son 4 ayda çoğu kadın ve çocuklardan oluşan yaklaşık 2 bin 500 kişinin hayatını kaybettiği ve binlerce insanın yaralandığı bölgede insani kriz hat safhaya ulaştığını aktaran Derin, "Kuşatma altındaki insanlar videolarla dünya kamuoyuna seslerini duyurmaya çalışıyor. 2013 yılından itibaren çocuk ve bebekler gıda yetersizliğinden; yaralılar da tıbbi malzeme yetersizliğinden dolayı ölüyor ya da ölmek üzere.Esed rejimi, Doğu Guta’ya başta varil bombası olmak üzere her türlü silahı kullanarak kara ve hava saldırıları düzenliyor. Yapılan saldırılar; kimyasal silah, varil, vakum, misket ve sığınak delici bombalar kullanılarak gerçekleştiriliyor. Guta bölgesi başkent Şam’a yakın olması nedeniyle stratejik bir konumda ve geçmişten beri şiddetli çatışmaların yaşandığı bir bölge. 2013 yılında Esed rejimi bu bölgede ayrım gözetmeksizin kimyasal sarin gazı saldırılarında bulunmuş ve çocuklar dahil olmak üzere yüzlerce insan hayatını kaybetmişti. Ve uluslararası camia bu katliamlara sessiz kalmıştı” şeklinde konuştu.
Ambargo altına bulunan bölgelerde sivillere yönelik yoğun bombardıman ve derin bir insani kriz ardından muhalifler teslim olmaya zorlandığını ifade eden Derin, "Esed rejimi, Humus, Hama, Halep ve birçok yerde uyguladığı ’açlıkla terbiye’ stratejisini Doğu Guta’da da uygulayarak ilgili bölgedeki tüm sivilleri kitlesel olarak cezalandırmayı hedefliyor. Binlerce yaralının bulunduğu bölgede 2013 yılından itibaren kuşatmadan dolayı tıbbi yetersizliğinden dolayı 300’den fazla kişinin ölüm döşeğinde olduğu aktarılmaktadır. Çocuk ve bebeklerin gıda yetersizliğinden; yaralıların da tıbbi malzemelerin yetersizliğinden dolayı öldüğü yada ölmek üzere olduğu kaydediliyor” ifadelerini kullandı. Doğu Guta’da insanların ölüme sürüklendiğini yada tehcire mahkum edildiğini belirten Derin, "Geçen hafta yürürlüğe giren anlaşmayla birlikte Doğu Guta’dan tehcir edilen aileler, Haresta, Zemelka, Arbin ve Ayn Terma ilçelerinin yanı sıra çeşitli mahallelerden aileler İdlib’e gönderilmeye başlandı. Gelen aileler, Hama’da Suriye rejiminin bulunduğu yerin sıfır noktasındaki Madık Kalesi yakınlarında karşılanıyor. Tahliye anlaşmasıyla birlikte yerinden tehcir edilenlerin sayısı bugüne kadar yaklaşık 25 bin. Tahliyelerin art arda gelmesi ve konaklama tesislerinin yetersiz kalması nedeniyle de aileler, Türkiye sınırına yakın konumda bulunan mescid ve okul gibi alanlara yerleştirildi” şeklinde konuştu.
Doğu Guta’dan yaşananlardan dolayı acilen yardımların yapılması gerektiğin de ifade eden Derin,”8 yıldır Suriye halkına sahip çıkan necip milletimizi yine mazlum ve mağdur kardeşlerimize sahip çıkmaya çağırıyoruz. Bölgede acil olarak; gıda, çadır, battaniye ve sünger yatak ihtiyacı bulunmaktadır. Gün bugündür, gün “Ya ölüm ya tehcir” kıskacında sıkışmış Doğu Gutalı kardeşlerimize sahip çıkma günüdür.Doğu Guta’da yaşanan katliamların durdurulması ve tehcirle yurtlarından edilmelerin sona erdirilmesi için Türkiye ve dünya kamuoyunu harekete geçmeye çağırıyor, mazlumlara sahip çıkmaya davet ediyoruz” diye konuştu.