Geçici koruma altındaki öğrencilerin eğitimi için toplantı Malatya'da yapıldı

Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Geçici Koruma Altındaki Öğrencilerin Eğitimine Yönelik Koordinasyon Toplantısı yapıldı.

Malatya’da Bir otelde düzenlenen Toplantıya Malatya Valisi Ali Kaban, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Mehmet Nezir Gül UNICEF Türkiye Temsilcisi Philippe Duamelle ile il milli eğitim müdürleri katıldı. Toplanın açılış konuşmasın yapan Malatya İl Milli Eğitim Müdürü Ali Tatlı, Malatya’da anaokulu, ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim kurumları olmak üzere toplam 239 okulda toplam 3 bin 814 öğrenci Beydağı Geçici Eğitim Merkezinde ise bin 908 Suriyeli öğrencinin eğitim gördüğünü belirterek, "Suriyeli uyruklu Suriye uyruklu öğrencilere yönelik olarak destekleme ve yetiştirme kursları açılmıştır destekleme ve yetiştirme kursları kapsamında kapsamında ilimizde 15 okulda 656 Suriye uyruklu öğrenci eğitim verilmektedir destekleme ve yetiştirme kursları kapsamında 138 Suriye uyruklu öğrenci taşınmaktadır Suriyeli mülteci misafirlerimizin kendilerini geliştirmeleri meslek edinmeleri ve Sosyal aktivitelere katılmaları amacıyla düzenlenen Hayat Boyu Öğrenme kapsamındaki kurslarımıza toplam 1973 kursiyer katılmıştır Ayrıca yetişkinlerin Türkçe öğrenmeleri amacıyla açılan kurslara 1492 kursiyer katılmış olup bu kurslarımız devam etmektedir. Bakanlığımızca Suriyeli çocukların Türk eğitim sistemine entegrasyonunun desteklenmesi projesi kapsamında ilimize 77 Türkçe öğreticisi, 3 rehberlik öğretmeni görevlendirilmiştir. İlimize görevlendirilen Türkçe üreticilerinin 26’sı Beydağ’ı geçici Eğitim Merkezinde, 51 iyisi Suriye uyruklu öğrencilerin yoğun olduğu bakanlığımıza bağlı okullarımızda görev yapmaktadırlar” şeklinde konuştu.

Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Mehmet Nezir Gül ise "Pek çok ülkelerin, pek çok milletlerin, büyük acılar çektiğini, büyük sıkıntılar içerisinde olduğunu da hepimiz gözlemliyoruz. Bu kaynayışın, bu hareketliliğin paralelinde de getirmiş olduğu acılar, zulümler ve sıkıntılar ile birlikte, insanların çok büyük trajediyi de yaşamaları da bir hakikat. Dolayısıyla bugün yeryüzünde 60 milyon civarında göçmen insanın varlığının dile getirilmesi, dünya üzerinde eğer göçmenler bir yerde toplanacak olsalar, dünyanın en büyük 23. Ülkesi olma özelliğini elde edecekler” şeklinde konuştu.

2011 yılından itibaren Türkiye’ye ciddi manada bir göçün başladığını belirten Gül, "Türkiye, deyim yerinde ise dünyanın merkezinde olan bir yerdedir. Öyle ki, 2-3 saatlik uçuşlarla 60’a yakın ülkeye çok rahat ulaşabilme imkanını yakalayan öyle bir konumda olan ülkedir. Ortadoğu coğrafyasında maalesef, meydana gelen hadiseler Ortadoğu genelinde Suriye üzerinde yaşanan haksızlıklar ve zulümler bizim ülkemize adım adım 2011 yılından itibaren ciddi manada bir göçmen nüfusunun göç etmesine neden oldu. Bugün itibari ile bizim 3,5 milyon civarında misafirlerin varlığı, 1 Milyonda diğer mültecilerin varlığına baktığımız zaman 4,5 milyon insanın, dünyanın değişik bölgelerinden misafir ettiğimiz gerçeği ve hakikati var. Arzuya ve isteğe dayalı bir göç olmadığından dolayı, haliyle gelen insanlar çocuklar, kadınlar, yaşlılar başta olmak üzere bütün bu sıkıntıyı yaşayan insanlar, belki ömürleri boyunca unutamayacakları sıkıntıları da beraberinde getirip yaşamaya başladılar. Her zaman için mazlumun yanında olan, zalimin karşısında olan Türkiye Cumhuriyeti böylesine bir süreçte de Suriye’de yaşanan hadiseye ilgisiz kalmadı, zulümden kaçan herkese kucak açmak ve onlara yardımcı olmak gibi bir pozisyonu üstlenmiş oldu” ifadelerini kullandı.

Suriyeli öğrencilerin eğitim hakkında yararlanmasını sağlayacak ciddi bir adım atıldığını dile getiren Gül, "2016-17 eğitim öğretim yılından itibaren Milli Eğitim bakanlığımız çok net açık kararlı bir şekilde, Suriyeli öğrencilerin eğitim sistemi içerisinde uyumunu gerçekleştirecek onların eğitim hakkında yararlanmasını sağlayacak ciddi bir adım atmış oldu. Bugün hem geçici eğitim merkezlerimizde, hem de örgün eğitim kapsamında okullarımızda altı yüz üç bin civarında öğrencimizin Suriyeli öğrencilerin eğitim ve öğretim imkanına sahip olduklarını görüyoruz. Tabi ki, bütün öğrencilerin bu eğitim imkanından yaralanmasıdır. Çünkü eğitim hakkı en temel bir hak olarak görüyoruz, insan hakkı olarak görüyoruz ve çocuklarınıza bu haklardan mahrum kalmaması için biz devlet olarak millet olarak ve bakanlık olarak elimizden gelen tüm çabayı gayreti göstermeye çalışıyoruz” dedi.

UNICEF Türkiye Temsilcisi Philippe Duamelle ise Türkiye’de 610 bin Suriyeli öğrencinin eğitimine devam ettiğini bunun büyük bir başarı olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: "Şu anda 370 bin kadar Suriyeli öğrencinin daha okullaştırılması lazım. Birlikte yapılacak çok iş var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından çok güzel bir hedef konuldu bu da yüzde 100’e ulaşmak. Bu gayet güzel bir hedef. Bence bu bizim ortak hedefimiz. Bu aslında gelecek kuşaklar için yapmamız gereken bir şey. Bir Suriyeli çocuk kuşağının, neslini kaybetmemiz için yapmamız gereken bir şey. Türkiye’nin de böyle kayıp bir nesil olmasını istemediğine kesinlikle eminim. Bu hedefe ulaşmak için bütün fırsatların değerlendirilmesi lazım" diye konuştu.

Vali Ali Kaban ‘ın yaptığı konuşmanın ardında toplantı sunumlarla devam etti.

Eğitim Haberleri