Rabbimiz insanları yeryüzünde imtihana tabi tuttuğundan dolayıdır ki; yarattığı kullarının statülerini farklı yaratmıştır. Zaten çevremize baktığımızda insanların bazılarının zengin, bazılarının da fakir olduklarını müşahede ederiz. Bunun içindir ki toplumlarının mutluluğu, huzur ve sükûnu sosyal yardımlaşmaya bağlıdır. Bunun için dinimiz zekât, sadaka ve infak gibi mali ibadetlerle zenginin fakire yardım etmesini sağlamıştır.
Hatta bu yardım etmelere bazen nafile, bazen vacip, bazen de farz hükmünü koymuştur. Böylece toplumsal yardımlaşmanın sürekliliği ve sınırsızlığı sağlanmıştır. Hz. Allah infak’ın yani fakir ve fukaranın ihtiyaçları için sarfiyatta bulunmayı mümin ve muttakilerin özelliklerinden olduğunu şöylece ifade buyurur: “Onlar gayba iman ederler. Namaz kılarlar. Ve kendilerine verdiğimiz rızıktan yerli yerince sarf ederler. ” (1)
İslam da “Sadaka” deyince, zekât dışında ibadet niyetiyle fakirlere yapılan yardımlar akla gelirse de, sadaka boyutu geniş olan bir kavramdır. Peygamberiz Hz. Muhammed (s.a.v) ‘ in hadislerinde “sadaka” olarak değerlendirilen hususlardan bazıları şunlardır: “Din kardeşinin yüzüne gülümsemen senin için bir sadakadır.” (2) “Şüphesiz kıyamet gününde müminin gölgeliği sadakası olacaktır.” (3) “İyiliği emredip kötülükten sakındırman, bir sadakadır.” (4) “İnsanların gelip geçtiği yoldan, taşı, dikeni, kemiği, - eziyet verici her türlü nesneyi- kaldırman senin için bir sadakadır.” (5) “Allah’ın kullarına selam vermen sadakadır.” (6) “Güzel söz sadakadır.” (7) “Yırtıcı hayvanın yediği senin için sadakadır.” (8) “Kuyudan kova ile çektiğin sudan, din kardeşinin kovasına su dökmen, yine senin için bir sadakadır.” (9) “Yolunu kaybetmiş kişiye doğru yol göstermen bir sadakadır.” (10)
Bu denli geniş boyutlu olan “sadaka” kavramından biz sadece Ramazan Bayramından önce fakir ve fukaranın ekonomik problemlerinden uzak, huzur ve sevinç içerisinde bir bayram geçirmelerini temin etmek için, kendilerine yapılan mali bir yardım olan “Fıtır sadakası” ise, Ramazan ayının sonuna yetişen ve zaruri ihtiyaçlarından başka en az nisap miktarı mala sahip her hür Müslümanın vermesi vacip olan bir sadakadır. Buna yalnız “Fıtra” da denir ki insan olarak yaratılışımız için verilen bir sadakadır
Fıtır sadakası, zekâttan farklı olarak geniş bir mükellef kitlesi tarafından yerine getirilir. Bu sayede her Müslüman, yoksul din kardeşine malî yardımda bulunmanın sevincini yaşar, devamlı bağış almanın ezikliğinden bir an için dahi olsa kurtulur. Ramazan boyu tuttukları oruçlarla ruh yapıları güçlenen fakirler, maddî yönden de güç kazanarak zenginlerle birlikte ve aynı coşku ile bayrama iştirak ederler. Karşılıklı sevgi ve kardeşlik bağları pekişir; böylece toplumda kaynaşma, paylaşma ortamı oluşur.
Fıtır sadakası Müslümanlara yönelik, mali bir ibadettir. Yani Fıtır sadakasını zengin olan Müslümanlar verir. Fıtır sadakası niyet edilerek verilir. Fakat fakire verilirken de bunun fıtır sadakası olduğunu söylemek şart değildir. Çünkü yapılacak yardımın “fıtır sadakası” olduğunu söylememek, Müslümanların izzet ve şerifini korumak bakımından daha iyidir.
Allahü Teâlâ, insanı yaratılmışların en üstünü ve en merhametlisi olarak yaratmıştır. Bu özelliğe sahip insan, mü’minlere yardım etmeyi kendisine vazife bilir. Bir mü’min, muhtaç düşen din kardeşlerine karşı kayıtsız kalamaz. O kimsenin yoksulluğunu gidermek ve derdine merhem olmak için gereken hizmeti mutlaka yapar. Dinimize göre kimlere zekât verilebiliniyorsa, aynı kişilere fıtır sadakası da verilebilir. Düşünceli bir mü’min, Allahın ihsan buyurduğu mal ve servette, fakirlerin, yetimlerin, yoksulların bir hakkı olduğunu bilir.
Sadaka, malı çoğaltan ve bereketlendiren manevi ilaçtır. Sadaka, ahirette verenin, dünyada verilenin yüzünü güldürecek manevi bir vergidir. İnsanın hayır yapması için illaki zengin olması şart değildir. Yarım hurma ile bile olsa ateşten sakının, şayet bunu da yapamazsanız gönlü hoş edecek bir kelime ile ateşten korunun hadisi şerifi samimiyetle yapılan her iyiliğin sadaka olacağını göstermektedir.
Bir insan yoksulda olsa haline göre sadaka verebilir. Sadaka, malını telef etmekten, din kardeşini de kötü yollara düşmekten korur. Sadaka malın kiridir, o çıkınca mal temizlenmiş olur. Sadaka, kalpteki cimrilik, hırs gibi hastalıkları tedavi eder. Ahlakın bozulmasında, hırsızlıkların artmasında suçu işleyen kadar elini hayra uzatmayanında vebali vardır. Zira Rasülüllah efendimiz bir hadisi şeriflerinde “sadaka yetmiş kötülüğün kapısını kapar” (11) buyurmuştur.
Mehmet Emin YAĞMUR
Orduzu Kireç Ocağı Camii
İmam-Hatibi
İlahiyatçı-İktisatçı
yagmurhoca@hotmail.com
İlahiyatçı-İktisatçı
yagmurhoca@hotmail.com
05369696634
1- Bakara Suresi, 3.
2- Müslim, Sahih, İstanbul, 1401/1980, Müsakat, 7.
3- Tirmizi, Sünen, İstanbul, 1401/1980, Birr, 36.
4- Ahmet bin Hanbel, Müsned, İstanbul,1401/1980, 4/233.
5- Tirmizi, Birr, 36.
6- Buhari, Sahih, İstanbul,1401/1980, Mezalim, 24.
7- Buhari, Sulh, 11.
8- Buhari, Edeb, 43.
9- Müslim, Müsakat, 7.
10- Tirmizi, Birr, 36.
11- Tirmizi, Birr, 36.