Afyonkarahisar Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Uzman Dr. Murat Çağlayan, artan mantar zehirlenmelerine karşı vatandaşları uyararak, mantar zehirlenmelerinin genellikle yağışların bol olduğu dönemde daha fazla olduğunu ifade etti.
Dr. Çağlayan, bilinçsiz mantar tüketiminin zehirlenmeye hatta ölüme neden olduğunu kaydetti. Son günlerde kentte mantar zehirlenmelerinde bir artış olduğunu dile getiren Dr. Çağlayan şunları söyledi:
“Mantar zehirlenmeleri, özellikle yağışların bol olduğu dönemlerde daha fazla görülmektedir. Ülkemizde doğal alanlarda yetişen zehirli mantarlar bulunmaktadır. Zehirli olan ve olmayan mantarlar arasındaki dış görünüş farkları ayırt edici bir özellik değildir. Bu nedenle bilinçsiz tüketilen mantarların, zehirlenmeye hatta ölüme neden olabileceği unutulmamalıdır. Bugünlerde mantar zehirlenmelerinde genel olarak bir artış var. Mantar zehirlenmesinin doğal alanlarda yetişen ve yapısında zehirli madde bulunan mantarların taze, kurutulmuş veya konserve olarak çiğ veya pişirilerek yenmesi sonucu gelişen ve organ yetmezlikleri, koma ve ölümle sonuçlanabilen ciddi bir zehirlenmedir. Günlük hayatımızda oldukça sık tükettiğimiz kültür mantarında zehir yoktur ancak doğada yetişen mantarların bir sürü çeşidi vardır ve bunlardan kimisi oldukça zehirli türlerdir. Bu nedenle her mantarın vücudumuza farklı etkisi vardır. Kimi zehirli mantarlar sinir sistemimizi, kimi karaciğerimizi, kimi böbreklerimizi etkiler. Zehirlenme belirtilerinin ortaya çıkma süresine göre mantar zehirlenmeleri geç ya da erken belirtiler olarak ortaya çıkıyor. Bazı mantar türlerinde belirtilerin ortaya çıkması 1 saati bulurken, bazı mantar türlerinde ise zehirlenmenin ortaya çıkması 24 saat hatta 5 günü bulabiliyor. Sinir sistemini olumsuz yönde etkileyen mantarlar, tansiyon düşüklüğü, göz bebeklerinde büyüme, bulanık görme ya da nefes darlığı gibi belirtilere neden olabiliyor. Karaciğere ve böbrekleri etkileyen türlerde ise durum organ nakline kadar ilerleyebiliyor. Mantar zehirlenmesi yoğun bakım şartları olan hastanelerde takip edilmesi gerekir. Bu nedenle uygun şartları olmayan kuruluşlarda da kişinin durumu stabil hale getirildikten sonra bir üst kuruma sevki yapılır.”