Çoğa Zulüm Az Düşermiş

Çoğa Zulüm Az Düşermiş

“Çoğa zulüm az düşermiş” bu söz aslında zorluklar ve sıkıntılar daha geniş çoğunluğa taksim edilince ve taksim edilen sayısı arttıkça sıkıntıların azalacağına dair güzel bir kelam olsa gerek.
 Yaşamın içinde yaşayan insanoğlunun başına her türlü sıkıntılar gelir. Zira Allahü Teâlâ can ve mal kaybına yol açan doğal olayları yaratan ve kullarını bunlarla imtihan etmektedir. Kullarını imtihan eden yüce Mevla’mız öncelikle doğal afetler için yetkililerin belirttiği standartlarda, tedbirini alıp takdiri kendisine bırakıp bırakmadığını imtihan etmektedir.
Ayrıca ey insan bu dünyada sen sadece yolcusun, kiracısın, aklını başına al mal sahibi benim. Senin de üzerinde yaşadığın şu kâinatın tek sahibi benim. Aklını başına al ve benim emirlerimi benim istediğim şekilde yerine getir. Yani bütün afetler başta olmak üzere şu kâinatın olumlu ve olumsuz argümanlarının tamamı imtihanımızın maddeleri ve RABBİMİZ HATIRLAYIP HATIRLAMAMA ADINA İKAZSAL UYARI MODLARIDIR.
Afetin ilk özelliği doğal olmasıdır, ikincisi can ve mal kaybına neden olması bir diğeri çok kısa zamanda meydana gelmesi ve son olarak da başladıktan sonra insanlar tarafından engellenememesidir.
Bazı afetlerin yeryüzünün nerelerinde daha çok olduğu bilinmektedir. Buna rağmen bu işin uzmanları ve yönetici konumundaki kişiler üzerlerine düşenleri icra etmeyenler, ÖNEMSEMEYENLER, TEDBİRSİZ KADER ANLAYIŞININ olduğunu zannedenler, elbette ki, Ahiret-i Kübra’da yargılanacaklar.
Bir depremde bir bina yıkılmış ise, Rabbimiz esirgesin birçok cana mezar olmuşsa, bu binanın her türlü konumunda görev almış kişiler görevlerini ihmal edenler müteselsilen sorumlu olduklarından veballeri oranında, masumların haklarını mutlaka ödeyeceklerdir. Zira Rabbimiz zerre miktarı iyilik ve kötülüğün o Mahkeme-i Kübra’da ödeneceğini bize bildirmektedir.
Doğal afetlerin minimize edilebilmesi adına, bu yazımı kaleme alırken, bütün sorumluluk bilinci taşıyan bütün insanlara buradan bir daha sesleniyorum. Evlerimizi bize sağlam yapmayan sorumlular, sorumluluklarını vicdani, ahlaki ve dini kaidelerin ışığı altında bir daha hatırlatırken, birçok kafamda projelerim var, ama bu yazımda sadece bir projemi, okuyucularımla paylaşıyorum. İNŞALLAH BİR SES OLMA VE BİR SORUNUN ÇÖZÜMÜ ADINA, HAYIRLARA VESİLE OLMASI ADINA.
İslâm, Mü’minler arasında dayanışmanın oluşmasına ve sürdürülmesine büyük önem vermiş, dayanışmayı sağlayacak ilkeler, vasıtalar ve müesseseler koymuş, yardımlaşma ve dayanışmayı engelleyen her türlü olumsuz davranışları yasaklamıştır. Bu nedenle iyilik ve hayırda yarışmak, Allah yolunda harcamada bulunmak ve toplumdaki kimsesiz, fakir ve düşkünlere yardım elini uzatmak, Kur’ân-ı Kerim’in en çok üzerinde durduğu ve teşvik ettiği hususlardandır. Birçok âyet ve hadis, kalıcı olanın, bu tür dayanışma ve yardımlaşmalar olduğunu bildirmektedir
 
Kur'ân-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: " Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz Her ne harcarsanız Allah onu bilir".
 
Dinimizin dayanışma ve yardımlaşma konusuna kısaca değindikten sonra, her doğal afetler ardından bilhassa deprem sonrası çadır sıkıntısı, battaniye sıkıntısı, gıda sıkıntısı dağıtım sıkıntıları vs. birçok sorun oluşuyor. Bunları televizyonlarda seyredince çok üzülüyoruz.
 
Ancak benim kısa metrajda bir çözüm olarak, nüfusumuza her il ve ilçeler konteyirler yapmaları ve bu konteyrleri muhafaza ederek bakımını yapıp sıkıntı hallerinde sıkıntı bölgesine göndermeleri ve en az dört kişilik ailenin kalacağı barınacağı ve doğal gazı bağlanacağı, tuvaleti, banyosu olan tekerli konteyirler yapılmalıdır.
 
Bu konteyirleri yapmak, kapalı alanlarda depolamak ve bakım ve onarımı her zaman yaparak, hazır halde tutup, sıkıntı hallerinde ihtiyaç saikalarının, istifadesine sunmak, valiliklerimize ve kaymakamlıklarımızın görevleri arasına alınmalıdır.
 
Her şehrimiz nüfusunun binde bir oranı esas alınarak, örneğin Malatya merkezimizin 400 bin nüfusu varsa 400 adet, ilçelerimizin 340 bin nüfusu varsa ki, toplam 13 ilçemizin de 340 adedini yapacak ve kısacası ülke nüfusu 74 milyon ise 74 bin konteyrimiz olur ki mesela son Van depreminde, BÜTÜN İL VE İLÇELERİMİZİN ADINA KAYITLI 74 BİN KONTEYNİRİMİZ OLSAYDI. ŞİMDİ VANIMIZDA SIKINTI OLMAYACAKTI.
 
Kalıcı konutlar yapılınca da, konteyrimizler hangi ilimizden, hangi ilçemizden gelmiş iseler plakalarına göre aynı Şehire ve ilçeye teslim edilerek, tekrardan bakım ve onarımı yapılarak, (RABBİMİZ, MİLLETİMİZİ BU ACILARDAN UZAK EYLESİN!) bir daha kullanma adına kapalı alanlara stok edilir.
 
Bu konteyrleri halkımız en kısa zamanda yapar. Ancak bu konteyrlerin özellikleri nasıl olacakları maliyetleri vs. hususta ortak çalışmalar ve yarışmalar düzenlenir. Sonuçta karayoluna, demiryoluna ve denizde de olabilir, binlerce konteynir üretilir.
 
Mehmet Emin YAĞMUR
Orduzu Kireç Ocağı Camii İmam-Hatibi
İlahiyatçı-İktisatçı
yagmurhoca@hotmail.com
www.kirecocagicami.com
05369696634

Yazar Yazıları Haberleri