Bir zamanlar üniversite ne kadar çok yayın yaparsan o kadar değerli denildi.
Daha sonra bu yayınların diğer bilim adamları tarafından ne kadar beğenildiği ve kullanıldığının göstergesi olan, ne kadar atıf aldığı değerli denildi. Diğer bir anlamda ürettiğiniz ürün alıcı buluyorsa önemlidir görüşü değerli bulundu.
Şu anda üniversitelerin ne kadar çok patent almasının değerli olduğu söyleniyor.
Halbuki alınan patentin sayısından daha önemlisi onun insanlar tarafından ne kadar çok kullanıp kullanmaması değil midir?
Yani ürettiğiniz ürünün müşterisi yoksa o ürün değerli değildir.
Üniversiteden öğrenci mezun etmenin ne kadar anlamı var. “Biz şu kadar mühendis yetiştirdik” demenin ne kadar anlamı var. O zaman demezler mi yetiştirdiğin bu mühendisler bir iş yapıyor mu? Piyasa bu mühendisleri çalıştırmak için yarışıyor mu?
Ekonomide klasik bir söz "satamayacağın ürünü üretme"
Başka bir örneği tarımdan verelim. Malatya ilinde bulunan meyve ağaçlarının neredeyse Tamamı kayısı ağacı. Çok kayısı üretimi olduğu için kayısının fiyatı düşük kalıyor ve üreticinin ekonomik durumu pek parlak olmuyor. Eğer bu şartlarda üretilen kayısı değerlendirilemiyorsa o zaman yapılacak şey bellidir. O da üretilen ürünü çeşitlendirmektir.
Müşterisi olmayan ürün üretilmez. Bu kural genelde geçerlidir. Ama istisnai durumlar elbette vardır. Örneğin bir dahi düşünün onun bulduğu ve ürettiği şeyler belki yaşadığı zaman anlaşılmayacak yani hemen müşteri bulamayacak. Ama zaman içinde çok talep görecektir.
Yöneticilerimizi, üreticilerimizi (bilim adamı dahil) değerlendirirken hep şunu düşünmemiz gerekli yapılan işler veya üretilen ürünler ne kadar talep görüyor, ne kadar alıcısı var?
Yoksa işe yaramaz yüksek sayıların kendimizi kandırmaktan başka bir anlamı olabilir mi?