Allah Resulü bir Hadis-i Şeriflerinde: “Birbirinize haset etmeyin, birbirinizden soğumayın, birbirinizden ayrılmayın ve birbirinizden uzaklaşmayın. Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz.”buyurmuşlardır.
İnsanlar yaradılış itibarıyla toplu halde yaşarlar. Toplu halde yaşayan insanlar toplumu oluştururlar. Toplum içinde yaşayan insanların birbirleriyle olan ilişkilerinde dinimizin getirmiş olduğu evrensel kaideleri ve kuralları vardır. İnsan toplum içerisinde yaşadığına göre canının istediği gibi hareket edemez. Müslüman’ın toplumsal yaşamı içerisinde uyması gereken kuralları vardır. Edep, insanlığın onurudur ve onu hayvanlardan ayıran en önemli yönüdür. Bunun için dinimizin koymuş olduğu kaideler; ahlâki ve görgü kuralları toplumumuzu yaşatan temel kaidelerdir. Bu kaidelere uymamız, yaşamamız ve yaşatma yolunda elimizden geleni yapmalıyız.
Dinimiz toplumsal yaşantımızda uymamız gereken bütün kuralları inceden inceye sıralamıştır. Yaşadığımız toplum içerisinde bir yerden başka bir yere ziyarete giderken, ziyaret esnasında uymamız gereken genel kaideleri yüce dinimiz bizlere şöyle sıralamaktadır: Kapıyı çalmadan, selam vermeden, müsaade almadan ve içeriye davet edilmeden başkalarının evine giremeyeceğimizi Rabbimiz bizlere öğütlemektedir.
Ayrıca yemek yerken, nerede olursak olalım yemek yeme adabına uymalı ve diğer insanlara en güzel tebliğ metodu ile yani kendi yaşantımızda uygulayarak örnek olmalıyız. Yemekten önce mutlaka ellerimizi yıkamalı, sofraya mümkünse ailemiz ile oturmalı ve büyüklerimiz lokmalarını almadan bizler almamalı, besmele çekerek önümüzden ve sağ elimizle yemeli ve yemeğimizi yedikten sonra “Elhamdülillah” diyerek Rabbimize Hamd edip ellerimizi ve ağızlarımızı yıkamalıyız. Ayrıca yemek yeme esnasında ağzımı şapırdatmamalıyız.
Yolculukta uymamamız gereken kaideler vardır. Her türlü araçla yolculuk ederken diğer yolcuları rahatsız etmemeliyiz. Kılık ve kıyafetimize itina göstermeliyiz. Ağız temizliğine ve elbise temizliğine azami derecede önem göstermeliyiz. Konuşmalarımızı kimseyi kırmadan, kimseyi küçük görmeden, kimseyi bıktıracak şekilde rahatsız etmemeliyiz. Telefon görüşmelerimizde de, gereksiz konuşmalardan ve uygun olmayan vakitlerde kimseyi aramamalıyız.
Bizlere emanet edilen sırları saklamak, insanların eksik olan yanlarını yaymamak, başkalarının özel hayatına müdahale etmemek, çevremizde ortak olarak kullandığımız alanları temiz tutmak, toplu taşım araçlarında oturma ihtiyacı olanlara yer vermek ve çevremizde bulunan yaşlı, hasta ve yardıma muhtaç olanlara yardım ellerimizi sonuna kadar uzatmalıyız. Devletin, milletin malına asla zarar vermemeli ve verdirmemeliyiz. Büyüklerimize gereken saygıyı göstererek, bizden küçüklere de şefkat ve merhametle yaklaşmalıyız. Komşularımızı, akrabalarımızı, dostlarımızı, arkadaşlarımızı rahatsız etmemeliyiz.
Adab-ı Muaşşerat kaideleri dinimizin ahlâki kaidelerinin tamamını kapsamaktadır. Bu sebeple dinimizin ahlâki kurallarına uyarak hem bu dünyamızı, hem de gerçek yurdumuzu mamur edelim. Rabbimizin şu güzel öğüdü ile yazımızı hitama erdirelim. Rabbimiz Kur'an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “İyilik ve fenalık bir değildir. Ey inanan kişi sen, kötülüğü en güzel şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kişinin yakın bir dost olduğunu görürsün. Bu ancak sabredenlere vergidir. Bu ancak o büyük hazzı tadanlara vergidir.” buyurmuşlardır.
Mehmet Emin YAĞMUR
Orduzu Kireç Ocağı Camii İmam-Hatibi
İlahiyatçı-İktisatçı
yagmurhoca@hotmail.com
05369696634